Anılarım

Bu bölümde makyaj uygulamalarına başladığım andan itibaren yaşadığım ve deneyimlediğim ilginç anılarımı paylaşacağım.

SERÜVENLERLE DOLU MAKYAJ HİKAYELERİ - 1


Sahne makyajı alanında çalışmalarım 2002 yılında başladı. Üniversitede eğitim alırken daha sahne makyajı hakkında bilgim yokken bir hocamın vesilesi ile yaşlandırma makyajı yapmak üzere yönlendirildim. Temel olarak neler yapmam gerektiği hakkında beni bilgilendirdi. Ancak tahmin de edeceğiniz gibi o yıllarda sahne makyajında kullanılan malzemeler ülkemizde yoktu. Güzellik makyajında kullanılan malzemeler ve sanatsal boyalar eşliğinde çalışmalar yapılıyordu. ( şimdi net olarak söyleyebileceğim bir gerçek var; o da siz siz olun sakın sanatsal malzemeleri yüz ve vücutta kullanmayın. Uygulama yaptığınız kişinin alerjisi olabildiği gibi bu malzemeler toksik zehirlenme yaptıkları için sonucu ölüme kadar varan durumlar yaratabiliyor.) 

Elimde malzemelerim, aklımda edindiğim bilgilerim düştüm yola... Uygulama bir insan üzerinde değil de cansız mankenler üzerinde yapılacaktı. Isparta Etnografya müzesi, sergi alanındaki çalışmaları değiştirmeye karar vermiş, yöresel kıyafetler giydirdikleri cansız mankenler ile mekanı revize etmişlerdi. Ancak cansız mankenler bildiğiniz gibi "ideal" insan modelini yansıttıkları ve belli standartta oldukları için müze müdürü bu durumdan rahatsız olmuş ve bir köy yaşantısını yansıtan mekandaki mankenlerin de yaşlandırılmasını istemişti...

Yaklaşık 3 gün süren çalışmamın sonucunda polyester zemine makyaj malzemeleri ile yapmaya çalıştığım uygulama herkesi memnun etmiş ve takdir edilmiştim. 

Bir de benim açımdan bakacak olursak; uygulama yaparken çok zorlandım. Kullandığım malzemeler, o zemin için doğru malzemeler değildi. oldukça fazla zaman harcamak durumunda kaldım. Bir de işinizde idealist ve mükemmeliyetçi bir yanınız var sa bu sürecin daha da uzamasına neden oluyor. 

Sabahtan akşamın bir vaktine kadar durmadan tek başına çalışan ben, yorgunluktan olsa gerek yangın alarmlarını sürekli çalıştırıyordum. Aslında isteyerek yaptığım bir şey yoktu ortada. Yaşlandırma makyajı yaptığım mankenlerin saçlarını da yaşlı insan formuna dönüştürmem gerektiğinden aldığım uzun kendirleri sprey boyalarla renklendirirken oluşan bir durumdu. Kışın soğuğu olduğundan her çalışmamı mekanın içinde yapmıştım. Tabi sprey boyalarla kendirleri renklendirme işlemini de... Sonuç olarak bir kaç kez gelen itfaiye görevlileri ve güvenlik görevlileri ile bayağı bir ahbap olduk. 

İş gayet güzel sonuçlandı. Beni sahne makyajı alanına yönlendiren ve bu alanda kendimi geliştirmemi sağlayan ilk çalışmam budur. Bir sonraki yıl da Sahne Tasarımı öğrencisi olarak dahil edildiğim Sokak Tiyatrosu projesin de kostüm ve makyaj tasarımlarını ve uygulamalarını da yapmış olmam beni bu alana iyice yönlendirmiştir diyebilirim.

Sokak Tiyatrosu'nda bildiğiniz üzere müzik, dans, kostüm var. Söz yerine bu çalışmaların bütünlüğü ile hikaye izleyiciye anlatılıyor. Müzik ve dans her ne kadar önemliyse, kostüm ve makyaj da bir o kadar önem taşıyor. Bu önem hem izleyiciler hem de oyuncular açısından böyle. Günlerce süren prova sürecinde tasarladığım ve hazırladığım kostümleri oyunculara giydirip makyajlarını da yaptıktan sonra o oyuncu arkadaşlarımdaki değişimi, rollerine ne kadar derin girdiklerini söylemem gerek.

İşte o zaman aldığım eğitim ve sonuçta sahip olacağım mesleğimin ne kadar sihirli bir şey olduğunu anladım. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Body Painting / Vücut Boyama

Geçmişten Günümüze Zombi Makyajı

******* Sıkıştırılmış Sahne Makyajı Eğitim Programı*******